galata saray-ı ocağı – Gala Sözlük
Galatasaray 1481’de devlete hizmet etmek için görevli yetiştiren bir ocak olarak kuruldu. Adı Galata Saray-ı Ocağı olan mekânda Gül Baba olarak bilinen dünyaca ünlü mücahit derviş Merzifonlu Cafer’in talebi ve Sultan II. Bayezid’in emri iradesiyle bir mektep ve bir darülşifa inşa edildi. Galata Saray-ı Ocağının reisine Galata Saray-ı Ağası dendi…

İlk Galatasaray Ağası olan Gül Baba, Avrupa’yı Müslümanlaştırıp Budin’de hakkın rahmetine kavuştuğunda cenaze namazını 200.000 kişi kıldı…

Galatasaray 30 yaşına geldiğinde Enderun Mektebine dönüştü… Galatasaray 150 seneyi devirdiğindeyse kısmen Yeniçeri Ocağına evrilmişti bile… Galatasaray, 190 Yaşındayken Medrese olmuş; kuruluşundan 358 sene sonra ise Tıbbiye olarak devam etmiştir mevcudiyetine… Tıbbiye oluşundan sonra kısa bir zaman zarfı için de olsa Harbiye bile oldu Galatasaray…

Galatasaray ancak ve ancak kuruluşunun üzerinden 387 sene geçtikten ve Türkiye, Batıya karşı yenildiğini; Sened-i İttifak, Baltalimanı Ahitnamesi, Islahat Fermanı ve Tanzimat Fermanıyla ikrar edip “Gâvura Gâvur” demeyeceğini taahhüt edince Gülhane’de: İşte ancak o zaman Galatasaray artık Türk Devletine idareci yetiştiren bir kurum olmaktan çıkıp Batıya Uzanan
Mızrak Ucundan, Batıya Açılan Pencereye devşirilmiş oldu; bu kertede 1868 yılında Mekteb-i Sultani adı altında Lise formuna bürünmüştür Galatasaray…

37 sene sonraysa telifli ilk Türk Romanının, ilk Türkçe Sözlüğün ve ilk Türkçe Ansiklopedinin müellifi Arnavutluk Bağımsızlık İdeasının fikir babası Fraşerili Şemseddin Sami’nin oğlu Ali Sami Fraşeri, Galatasaray’ı bir spor kulübüne dönüştürdü… Bu bir restorasyondu zira gaye, Gül Baba’nın gayesinin aynısıydı… Batılılara karşı mücadele etmek… Ne diyordu Şemseddin Sami’nin oğlu Ali Sami Yen??? Amacımız, İngilizler gibi toplu halde oynamak ve Türk olmayan takımları yenmektir…
Bu yüzden ilk adımız Gloria ve Audace idi yani İstanbullu Müslümanların Türk Olmayan Takımlara
meydan okuma cüreti göstermesi ve zafer elde ederek Konstantiniye Futbol Ligini, İstanbul Futbol Ligine çevirme iradesi idi… Devletin 4.5 asırdır gösteremediği iradeyi devlete hizmet etmeyi şiar edinmiş bir avuç delikanlı gösterecekti…

Tarihi tahrif etmek isteyenlere veyahut cehaletle farkında olmayanlara bu süreç devinim izah edilmelidir. Lise, Galatasaray Ülküsünün birçok biçeminden biridir… Batıya açılan bir pencere değildir Galatasaray… Ne var ki Galatasaray Türkiye de değildir… Galatasaray; Batıya karşı Batılı araçlar ile mücadele etmek ve nihayetinde Batıyı alt etmek demektir…

Bu devinim bitmemiştir… Bitmez… Bitemez… Zira önce 1988’de Galatasaray Topluluğu adı altında bir Çatı’ya dönüşmüş hemen ardından da 1994’de Galatasaray bir başka biçemine kavuşmuş Üniversite olarak ortaya çıkmıştır.

Bu devinimin farkında olmayan yahut hususi olarak dikkati nazarlardan ırak etmeye çalışan zihniyet; Galatasaray’ı var olmadığı bir ontoloji üstünden tanımlayarak dejenarasyon ve deformasyon çabası içindedir.

Bu çabanın yıllar içinde var etmiş olduğu tüzük, Galatasaray’ı büyük bir çıkmazın içine sokmuştur. Galatasaray’ın Ontolojik Sorunu vardır ve bunun müsebbibi tam olarak da bu zihniyettir…

Galatasaray’ın ontolojik sorunu şudur; her Galatasaraylı Galatasaray üyesi olamaz ama her Galatasaray mezunu Galatasaray üyesi olur.

İşte asıl mesele burada saklı o da şu; her Galatasaraylı zaten kendi istediği için Galatasaraylı olmuştur ama her Galatasaray mezunu da Galatasaraylı mıdır?

Maalesef ki değildir… Galatasaray Eğitim Kurumlarından mezun olan Fenerbahçelilerin ve Beşiktaşlıların tahakkümü altında Dünya Bir Numarası olmayı başardığımızın üstünden 18 sene geçti; lakin hala aynı kitleyle aynı sorunu halletmeye çalışıyoruz Büyük Galatasaray Genel Kurulu’nun kahir ekseriyeti olarak! Bu Tüzük her dem içimizde Fenerlileri ve
Beşiktaşlıları barındırtacaktır…
Bu zihniyetin karşısında oluşan son derece reaksiyonel, lümpen ve avami bir güruh da hasıl oluyor tabiatıyla… Bu güruh tıpkı bu zihniyet gibi Galatasaray’a zarar veriyor ve oluşturdukları dikotomi ile bambaşka bir cenahtan sorun teşkil ediyor.

O da Galatasaray’ın Demografik Sorunu’dur… Galatasaray’ın; kendisine 40 sene boyunca üye olmayı düşünmezken Galatasaray’ın Süper Kupa’yı kazanarak Avrupa Şampiyonu olmasıyla Galatasaray taraftarı olmaya karar veren, Galatasaray’dan nemalanmaya çalışan idarecilere ya da
sırf Galatasaray “popülerleşti” diye Galatasaray taraftarı olmak isteyen hedonist, ergen sempatizanlara ihtiyacı yok…

Galatasaray’ın 14 sene şampiyon olamayan cefakar taraftara, savaştan muaf olmasına rağmen Çanakkale’den Filistin’e kadar tüm cephelere koşup nihayetinde Irak’ta İngiliz kurşunuyla şehit düşen Celal İbrahimlere, Balkan Harbinde Bulgar kurşunu yiyip Gazi olan Emin Bülendlere, İngiliz Baskınından İşgal Altındaki İstanbul’da Galatasaray Müzesi yağmalanmasın diye can havliyle envanter kaçıran Ali Samilere ihtiyacı var!!!

Büyük Galatasaray Genel Kurulu müsterih olsun zira 30.000.000’un, 358’e karşı gösterdiği tepki Tüzüğü değiştirip Galatasaray’ı avama açma iradesi değildir. İrade; Galatasaray’a yalnız ve yalnız Galatasaraylıların üye olmasını sağlamaktır. Bu son derece naif ve elzem istek, kanarya sevenler derneğinin bile en tabii hakkıyken neden Türk Harsının tek demokratik ve en köklü kurumunun haklı talebi olmasın ki?

Galatasaray elbette ki seçkin bir yapıda kalmalıdır; mensupları münevver olmalıdır; aralarında görüş farklılıkları her dem sürmeli, Abdurrahman Şerefler ve Tevfik Fikretler birbirleriyle fikir teatisinde bulunmaya devam etmelidir; lakin mensupları arasında Fenerliler ve Beşiktaşlılar olmamalıdır zira bu bir ontolojik sorundur.
Galatasaray elbette ki seçkin bir yapıda kalmalıdır; mensupları münevver olmalıdır; aralarında görüş farklılıkları herdem sürmeli, Abdurrahman Şerefler ve Tevfik Fikretler birbirleriyle fikir teatisinde bulunmaya devam etmelidir; lakin mensupları arasında Fenerliler ve Beşiktaşlılar olmamalıdır zira bu bir ontolojik sorundur.

Sayın Mustafa Cengiz, 538 yıllık bir geleneğin, ülkünün, iradenin, kurumsallığın ve en nihayetinde Hars’ın hâlihazırdaki Ağası ve Reisi olarak hayati bir sorumluluğu Tarih, size ve yönetim kurulu arkadaşlarınızın omzuna yükledi…

Son derece vasati ithamlarla hepi topu 15 ayda 2 seçim, 1 yetki reddi ve 1 ibrasızlık ile edilmedik laf bırakmayan taraftar kisvesi altındaki sempatizanlarca 21. şampiyonluğumuzdan hemen sonra başlayan ve kesintisiz olarak devam eden transfer fetişizmi nedeniyle gayr-i insani bir baskı altındasınız.

FFP kıskacı, rakiplerin ecnebilere yaptıkları şikâyetler, finans firmalarının faiz saldırısı, kur baskısı, taraflı idare, inmek üzere duran bir giyotin olarak yabancı kontenjanı gibi camia dışı baskılara da maruz kaldığınız herkesin malumudur…

Genel Kurulumuzda size karşı düzenlenen tertibe kayıtsız kalmamanız bizleri ümitvar kılmıştır. Zira o an kani geldim ki Mustafa Cengiz, Galatasaray’ın 100 yıllık ontolojik sorununu ortadan kaldıracak şahsiyettir. Nitekim bağımsız ve adil Türk Hukuku bu müzekkerin kaleme alınmasının ertesi günü gereğini yapmıştır.
Başta Duayenler Sandığı olmak üzere sizi bugün eleştiren kıymetli üyelerimiz çok da ırak olmayan bir istikbalde gösterdiğiniz iradenin farkına varacaktır. Nasıl ki Ateş-Güneş Meselesinde o gün hizipçilik yaptıklarının farkında olmadan tam bir gaflet içine düşen hürmetkâr büyüklerimiz ayrılma yanlışına düşmelerine rağmen Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından Yusuf Ziya Öniş ve arkadaşları affedilmişse; bugün de size karşı duranlara kin gütmeden Galata Saray-ı
Ocağında ateş başında bekliyor olacağız 30 milyon Galatasaraylı olarak…

Mensubiyet; sadakate ve liyakate tabii ki tabi olmalıdır. Aksi takdirde müntesipler sadık olmazsa Ocağa, kime gösterilecek ahde vefa? Layık olunsa bile mensubiyete, biat edilecek olan Galata Sarayı değil olsa olsa başka ocak olacaktır… Heyhatki Galatasaray karşısında saygı duruşuna geçen Mareşal Charles De Gaulle gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi Kurucu
Milli Kahramanların idrakinde olduğu bu bariz büyüklük kimi mensuplarımızca fark edilemiyor…

Galatasaray tüm şark âleminin en demokratik kurumudur. Şahsen bu hakikatin idrakinde biri olarak demokrasinin çoğunluğun istediğinin gerçekleşmesi olmadığına iman edebilirim peki ama ya azınlık? Çoğunluğun dediği demokrasi olmamalı ama azınlığın dediği de… Demokrasi tüm müntesiplerin bilaistisna aynı hukuka sahip olması değil midir? Yoksa
demokrasi diye kastedilen azınlığın çoğunluk üstünde kurduğu bir tahakküm mü?

Eğer tahakküm olarak görünüyorsa demokrasi, bu zanna sahip olanlar büyük bir gaflet içindedirler zira 5.5 asırlık harsımız 5.5 sene tahsil görmüş ergen kız ve erkek çocuklarının cehaletine heder edilemez! Aritmetiğe göre de; demokratik teamüllerimize göre de; Hür Fikir’e, Hür Vicdan’a ve Hür İrfan’a göre de; Tarihimize göre de; Harsımıza göre de 30.000.000, 358’ten büyüktür…
Müsterih olun Mustafa Başkanım zira Fethi İsfendiyaroğlu Hocamız hayatta olsaydı müellifi olacağı Dördüncü Cildin son kısmını size ayırırdı... Rahmetli Fethi Hoca hem Galatasaray Spor Kulübü Başkanı hem de iki kez Galatasaray Lisesi müdürlüğü yapmıştı ki kendi ifadesiyle Galatasaray ne bir spor kulübü ne de bir lisedir; Galatasaray sadece ve sadece bir
Terbiye Ocağı’dır… İşte tam da bu yüzden arkanızda saf tutacak 30 milyonla muvaffak olacaksınız...

Sitenin açılışında görmüş olduğunuz işbu ilanı türlü baskılara rağmen gazetede 2019 senesinde rahmetli Mustafa cengiz başkanımızın ilk ibrasızlığından sonra yayınlatmıştım... allah gani gani rahmet eylesin... mekanı cennet olsun...
galata saray-ı ocağı bir hilkattir.

mahir gül babanın eseridir.

bu topraklardan batıya aksülameldir.

sarı kırmızı şekilde tezahür eder.

oğlanlarımız birer neferdir.

galatasaray lise, lise galatasaraydır!

yaşasın galatasaray lisesi!

liseli olmayan bilemez, anlayamaz galatasaray'ı!

ne diyon sen birader? ne ocağı ne oğlanı ne lisesi?

siz misiniz galatasarayın sahibi!!!
@marko

öter gûş-i ruhumda boş bir enîn,
boğuk bir tezâd-ı sükûn u tanîn:

küçük, pür heves gevherin katreler...
sokaklarda, damlarda pür ihtizaz
olur muttasıl nevhager, nağmesâz
sokaklarda, damlarda pür ihtizaz
küçük, pür heves, gevherin katreler...

galatasaray lise, lise galatasaraydır!

yaşasın galatasaray lisesi!

liseli olmayan bilemez, anlayamaz galatasaray'ı!

ne demiş fikret;

"Garp iştiyak-ı fikre açık bir ufuk… Ve sen

Şarkın bu ufka açılan penceresi”
@eoren

oğlum sen ne yazıyorsun la? türkçe yaz öncede anlayalım ne dediğini.

oğlan moğlan ne biçim konuşuyosun sen? önce onu de hele.

ne liseli ne orta okulu bu alemde tek gerçek gs türbünüdür!