Galatasaray’ın ontolojik sorunu – Gala Sözlük
alatasaray gibi büyük bir camianın eften püften sebeplerle başarısız olduğuna, ancak liglerin ve kupaların final yolunda kenetlenebildiğine şaşıran tüm galatasaraylıların bilip de tanımlayamadığı sorunumuzun adıdır.

galatasaraylılık ruhu, kenetlenmesi her ne dersek diyelim bu ancak finallerde ortaya çıkıyor ki camia olarak hemen her branşta 'nin üzerinde final kazanma kabiliyeti olan başka bir spor kulübü yok dünyada. neden? cevap galatasaray'ın finalleri çok sevmesi mi? yahut başka bir metafizik açıklama mı?

bu sorunun rasyonel cevabı başlıkta da belirtildiği gibi varoluşsal bir sıkıntıda gizli. galatasaray'ın kurucusu derviş gül baba bugünkü lisenin olduğu yerdeki sarı kırmızı güllerin içinde yer alan gülzarda namaz kılarken tevafuk eseri enderun-u hümayunu kurma iznini imparatordan kopardığında aslına aklında ne bir eğitim kurumu açmak ne de bir spor kulübü kurmak gibi anakronik fikirler vardı. galatasaray'ın ilk kurucusu bir derviş ve mücahit olup istanbul'un fethinden budapeşte'nin fethine kadar uzanan bir serüvende gaza etmiş, merzifondan kalkıp gelen bir mutasavvuftu. dolayısıyla aslında kurduğu bir kültür kurumuydu ve kendi kişiliğinden izler taşımaktaydı zira her eser sahibini yansıtır.

bizler galatasaray'ı bir eğitim kurumu yahut spor kulübü olarak görerek hata yapmaktayız çünkü lise diye bildiğimiz "lycee de galatasaray" olan eğitim kurumunun kuruluş yılı 1868, ngo-sivil toplum örgütü olarak bildiğimiz galatasaray topluluğunun kuruluş yılı 1988, spor kulübü olarak bildiğimiz galatasarayımızın kuruluş senesi 1905'tir. yani 1481'de gül baba'nın kurduğu yani gerçek galatasaray olarak bildiğimiz kurum bir kültür kurumudur. ve temel özellikleri spor takımlarımızın oyunlarına ve uluslararası müsabakalara yansıdığı gibi batıya dönük batının icat etmiş olduğu spor dallarında onlarla avrupa kupalarında mücadele edip onları yenmek bunu yaparken de rakibin üstüne üstüne gidip (mobil pres), yılmadan yıkılmadan tekrar tekrar deneyerek (son dakikaya kadar müsabakaları kovalamak), mahalli meseleleri önemsemeden daima batıya at sürmek (sürekli avrupa kupalarında yer almak) ve bunu yaparken de tıpkı gaza eder gibi yanındaki gazi arkadaşınla kardeş olmak ona sırtını dayamak (spor takımlarında işler iyi giderken değil kötü giderken de aile gibi dayanışmak) gibi kültürel kodlar şu an dünyanın tanıdığı galatasaray spor kulübüne yansımıştır.